KIEL – Schleswig-Holstein eyaletinin başkenti Kiel’de, suçlamalar ve siyasi kampanyalarla gölgelenen bir kariyer, sandıkta bambaşka bir hikâyeye dönüştü. Yeşiller Partili Samet Yılmaz, daha aylar önce hakkında ortaya atılan iddialar yüzünden görevinden olduğu Almanya’nın iç istihbarat kurumu olan Anayasayı Koruma Teşkilatı’ndan (Verfassungsschutz) bu kez kentin seçilmiş belediye başkanı olarak çıktı.
Yılmaz, Verfassungsschutz’ta görevliyken “Graue Wölfe” (Bozkurtlar) ile bağlantılı olduğu öne sürülen bir etkinlik nedeniyle hedef haline geldi. Yürütülen süreç sonucunda –kendi ifadesine ve destekçilerine göre– suçlamaların gölgesinde görevinden oldu.
O dönemde ne yapmıştı?
Yılmaz cephesi, o dönemde yapılanların sıradan bir görev ve vatandaşlık faaliyeti olduğunu vurguluyor. Yılmaz, farklı ülkelerden dernek ve katılımcıların da yer aldığı uluslararası bir kültür etkinliğine yalnızca katılmış, etkinliğin düzenlenmesi ve sürenin uzatılması konusunda da belediye ile düzenleyiciler arasında telefonla aracı olarak yardımcı olduğunu savunmuştu. Yılmaz, bunun dışında ne Graue Wölfe’nin üyesi olduğunu, ne de bu yapılarla aktif bir bağlantısı bulunduğunu defalarca dile getirdi ve aylar boyunca her açıklamasında aynı savunmayı sürdürdü.
Alman basınında ağır ithamlar
Buna rağmen bazı Alman medya organlarında yer alan yorumlarda Yılmaz, “Graue Wölfe ile temasları nedeniyle Verfassungsschutz’taki görevinden olmuş, şimdi ise Schleswig-Holstein’ın başkentini yöneten kişi” olarak tasvir edildi. Aynı yorumlarda, Yılmaz’ın 2023 yılında, Türk-ultranasyonalisti olarak nitelenen ve Almanya’da aşırıcı olarak sınıflandırılan bu çevrelerin de katıldığı bir şenlikten “gururla fotoğraflar paylaştığı” iddia edildi.
Yılmaz cephesi ise bu anlatıyı tek taraflı, abartılı ve siyasi amaçlı bir kampanyanın ürünü olarak nitelendiriyor; ortada herhangi bir aşırı sağcı örgüte üyeliğini ya da desteğini kanıtlayan somut bir delil bulunmadığının altını çiziyor.
“Haksız yere suçlandım, ama yalnız bırakılmadım”
Seçim kampanyası boyunca konuşan Yılmaz, kendisine yöneltilen suçlamaları açıkça reddetti. Ne Graue Wölfe’ye ne de herhangi bir aşırı sağcı yapıya yakınlığının olduğunu belirten Yılmaz, “Haksız yere suçlandım, görevimden oldum; ama bu süreçte halkın desteğini kaybetmedim” mesajını verdi.
Destekçileri, yaşananların “göçmen kökenli, başarılı bir kamu görevlisini gözden düşürme girişimi” olduğunu savundu. Özellikle gençler ve göçmen kökenli seçmenler, Yılmaz’a “adaletsiz bir sistemle mücadele eden kişi” kimliğiyle sahip çıktı.
Halkın cevabı: Sandıkta güçlü destek!
Bütün tartışmalara rağmen, seçim gecesi ortaya çıkan sonuç netti: Kiel seçmeni, Yılmaz’a güçlü bir güven oyu verdi. Çevreci politikalar, sosyal adalet ve şeffaf yönetim vaatlerinin yanında, seçmenlerin önemli bir kısmı, “haksız yere suçlanan bir isme sahip çıkma” motivasyonuyla Yılmaz’ı desteklediğini dile getirdi.Yılmaz, zafer konuşmasında; “Bu sonuç, haksız suçlamalara, önyargıya ve çifte standarda karşı bir cevaptır. Görevimi elimden aldılar, ama halk iradesini elimden alamadılar.” diyerek kendisine güvenen herkese teşekkür etti.

Yeni sayfa: Şeffaflık, adalet ve birlikte yaşam
Kiel’in yeni belediye başkanı, görev süresinin ilk döneminde belediyede şeffaflık, hukuk devleti ilkelerine bağlılık ve herkes için eşit muameleyi öne çıkaracağını söylüyor.
Yılmaz’ın, daha birkaç ay önce haksız suçlamalarla görevinden olduğu kurumdan, bugün bir Avrupa kentinin belediye başkanlığına uzanan yolculuğu, birçok gözlemciye göre “Almanya’da demokrasi ve seçmen iradesinin önyargılara verdiği yanıt” olarak görülüyor.


