WHO/Europe anketi: Avrupa sağlık çalışanları ruhsal çöküntüde

WHO/Europe’ün 10 Ekim 2025 tarihli anketi doktor ve hemşireler arasında yüksek oranda depresyon ve tükenmişlik tespit etti; bazı katılımcılarda kendine zarar verme düşünceleri raporlandı.

Yayın Tarihi:

Yayın Saati:

Dünya Ruh Sağlığı Günü (10 Ekim 2025) vesilesiyle WHO/Europe tarafından yayımlanan geniş kapsamlı bir anket, Avrupa’daki doktor ve hemşirelerin ruh sağlığında alarm verici düzeyde bozulma olduğunu ortaya koydu. Raporda özellikle ağır iş yükü, kötü çalışma koşulları ve yetersiz destek mekanizmalarının depresyon, anksiyete ve kendine zarar verme düşüncelerini artırdığı vurgulanıyor.

WHOEurope

WHO/Europe anketin kapsamı ve kilit bulgular nelerdir?

WHO Regional Office for Europe tarafından yürütülen “Mental Health of Nurses and Doctors (MeND)” anketi, Ekim 2024–Nisan 2025 döneminde 29 ülkeyi kapsayacak şekilde dağıtıldı ve 122.048 yanıt toplandı; geçerli yanıt sayısı 90.171 olarak açıklandı. Bu ölçek, AB ülkeleri ile İzlanda ve Norveç’i içererek şimdiye kadar yapılmış en geniş çalışmalardan biri niteliğinde.

Rapordaki öne çıkan rakamlar arasında şunlar yer alıyor: yaklaşık her üç sağlık çalışanından biri depresyon veya anksiyete belirtileri bildirirken, her on çalışandan birinde “pasif intihar düşüncesi” (örneğin “kendimi öldürsem daha iyi olurdu” tarzı ifadeler) gibi ciddi ruhsal risk belirtileri tespit edildi. Bu veriler, sağlık hizmetlerinde görev yapanların yalnızca fiziksel değil aynı zamanda derin psikolojik zorlanma altında olduğunu gösteriyor.

Ruhsal çöküntü nedenleri nelerdir?

Raporda işaret edilen başlıca etkenler arasında uzun çalışma saatleri, personel eksikliği, artan hasta karması, travmatik olaylara maruz kalma ve organizasyonel desteğin yetersizliği bulunuyor. Katılımcılar arasında “duygusal tükenmişlik”, “azalmış mesleki yeterlik hissi” ve “işten ayrılma niyeti” gibi işaretler sık raporlandı. WHO/Europe, bu şartların hem bireysel sağlık hem de hizmet sunumunun sürdürülebilirliği açısından ciddi risk taşıdığını vurguluyor.

yabancı doktor

Sağlık sistemlerine ve hizmet kalitesine etkileri

Sağlık çalışanlarının yaygın ruhsal sıkıntısı, hasta güvenliği, bakım sürekliliği ve hizmet kalitesi üzerinde doğrudan etkili olabilir. Yorgun ve tükenmiş personel hataya daha yatkın, devamsızlık ve işten ayrılma riski daha yüksek; bu da sistemde darboğazlara ve ek maliyetlere yol açıyor. Uzun vadede personel kaybı, eğitim yükünün artması ve kurumların yeniden yapılanma zorunluluğu gündeme gelebilir. Uluslararası analizler de bu tür krizlerin sağlık ekonomisi üzerinde sürdürülebilir baskı oluşturduğunu gösteriyor.

Türkiye’de durum nedir?

Anket AB üyesi ülkeler ile İzlanda ve Norveç’i kapsıyor; Türkiye doğrudan bu örneklemin içinde yer almıyor. Ancak benzer çalışma koşulları ve küresel sağlık krizlerinin etkileri göz önüne alındığında, Türkiye’deki sağlık çalışanlarının durumunu karşılaştırmalı olarak incelemek önemli bir haber potansiyeli sunuyor. Türkiye’deki iş yükü, nöbet uygulamaları, psiko-sosyal destek mekanizmaları ve intihar önleme programları gibi alanlarda karşılaştırmalı veri analizleri yapılabilir. (İstenirse ülke bazlı derinlemesine rapor hazırlanabilir.)

Uzman görüşleri ve önerileri

WHO/Europe, bulgular ışığında sağlık çalışanlarının ruh sağlığını korumaya yönelik acil önlemler öneriyor: mesleki destek hatları, düzenli psikososyal değerlendirmeler, iş yükü düzenlemeleri, esnek vardiya uygulamaları ve kriz sonrası takip programları. Uzmanlar ayrıca toplumsal düzeyde sağlık emekçilerine yönelik stigma azaltma, finansal destek ve mesleki eğitim reformlarını da vurguluyor. Hükümetler ve sağlık kurumları için hızlı müdahale ve uzun vadeli strateji geliştirme çağrısı yapılıyor.

WHO/Europe raporunun yayımlanmasının ardından ulusal sağlık otoriteleri, sendikalar ve sağlık yöneticileri tarafından yanıtlar ve eylem planları bekleniyor. Anket, kısa vadede ek destek mekanizmalarının hayata geçirilmesi; orta ve uzun vadede ise personel planlaması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve ruh sağlığı hizmetlerinin güçlendirilmesi için politik adımların atılması gerektiğini gösteriyor. Gazetecilik açısından haber potansiyeli yüksek: ülke bazlı karşılaştırmalar, sektör tepkileri, maliyet-çözüm analizleri ve sağlık çalışanlarının bireysel hikâyeleri ile zenginleştirilebilir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Benzer haberler

spot_img

Son haberler

spot_img