BERLİN – Almanya’da kurumsal iflasların sayısı son yılların en yüksek düzeyine ulaştı. Yapılan değerlendirmelere göre, 2025 yılı içinde iflas başvurusu yapan yaklaşık 24 bin şirketin önemli bölümünü, ülke ekonomisinin belkemiği olarak görülen küçük ve orta ölçekli işletmeler (Mittelstand) oluşturuyor. Yüksek borçlanma maliyetleri, uzun süredir devam eden enerji krizi ve sıkı kredi koşulları şirketleri köşeye sıkıştırıyor.
İflasların arkasındaki nedenler
İflasların başlıca nedenleri arasında, özellikle Ukrayna–Rusya savaşı sonrası yaşanan enerji şoku öne çıkıyor. Rus gazının büyük ölçüde devreden çıkmasıyla, yıllarca Rus gazına yüksek oranda bağımlı olan Alman sanayisinin enerji maliyetleri kısa sürede adeta iki katına çıktı.
Alternatif olarak Katar ve Orta Doğu ülkelerinden tedarik edilen, çoğu zaman sıvılaştırılmış (LNG) gazın önceki Rus gazına kıyasla çok daha pahalı olması, başta enerji yoğun sektörler olmak üzere üretim yapan sanayi ve imalat firmalarının maliyetlerini ciddi biçimde artırdı. Bu durum, toplam üretim maliyetlerini yukarı çekerek şirketlerin uluslararası rekabet gücünü zayıflattı.
Bu gelişme özellikle nakliye maliyetlerine, oradan da zincirleme biçimde diğer sektörlere yansıdı. İnşaat, otomotiv ve yan sanayi gibi alanlarda hem enerji hem lojistik maliyetleri keskin biçimde yükseldi. Artan maliyetler, düşen siparişler ve zayıflayan iç talep birleşince, pek çok firma için iflas kaçınılmaz hale geldi. Alman ekonomisi, uzmanların ifadesiyle, “içinden çıkılması zor bir maliyet–rekabet sarmalına” sürüklendi.
Çözüm için ne gerekiyor?
Ekonomistler, bu tablodan çıkış için yalnızca kısa vadeli desteklerin değil, daha kapsamlı ve uzun vadeli bir stratejinin gerektiğine dikkat çekiyor. Buna göre devletin, hedefli yatırım ve teşvik programlarını hızla devreye sokarak özellikle enerji yoğun ve ihracata dönük sektörleri rahatlatması, elektrik ve enerji maliyetleri üzerindeki vergi ve ek yükleri azaltması, aynı zamanda yatırımı ve inovasyonu teşvik eden vergi düzenlemeleriyle şirketlere nefes aldırması gerekiyor. Uzmanlar, yaklaşık üç yıldır yüksek seviyede seyreden faiz oranlarının kademeli biçimde düşürülmesinin ve hem şirketlerin hem de tüketicilerin bankalardan daha uygun koşullarda krediye erişebilmesinin de kritik önemde olduğuna işaret ediyor. Aksi halde iflas dalgasının önümüzdeki yıllarda da devam edebileceği uyarısı yapılıyor.
Almanya’da iflaslardaki bu artış, ülkenin sanayi yapısı, istihdam piyasası ve orta sınıfı açısından ciddi bir uyarı sinyali olarak görülüyor. Orta vadede yeni iflasları ve kalıcı hasarı önleyebilmek için, hem kamu hem de özel sektörün eşgüdümlü ve uzun vadeli bir stratejiyle hareket etmesi gerektiği vurgulanıyor.


