BERLİN – Almanya’da iltica başvuruları 2025 yılının ilk on ayında önceki yıla kıyasla yüzde 51 oranında düştü. Federal Göç ve Mülteciler Dairesi’nin (BAMF) yayımladığı “Asylzahlen Oktober 2025” raporuna göre Ocak–Ekim döneminde toplam 142.495 kişi iltica başvurusu yaptı. Rakamlar, son yılların en belirgin düşüş eğilimlerinden birine işaret ediyor. Hükümet, bu gelişmeyi AB düzeyindeki anlaşmalar, sınır kontrolleri ve geri gönderme süreçlerinin hızlanması ile açıklıyor.
BAMF verileri, yalnızca ilk başvurularda değil, aile birleşimi ve Folgeantrag gibi kategorilerdeki değişimlerin de göç dinamiklerini yeniden şekillendirdiğini gösteriyor. Rapora göre özellikle aile birleşimi taleplerinde ve ikinci başvuru (Folgeantrag) oranlarında artış kaydedildi.
İltica başvurular yarı yarıya azaldı: 2024’e göre sert düşüş
BAMF’ın aktardığına göre Erstantrag (ilk başvuru) sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 51 geriledi. Bu düşüş, 2023 ve 2024’te hızla artan iltica başvurularının ardından hükümetin uyguladığı yeni sınır politikalarının etkisini yansıtıyor.
Federal İçişleri Bakanlığı, özellikle Polonya, Çekya ve Avusturya sınırlarındaki kontrollerin illegal geçişleri azalttığını savunuyor. Ayrıca AB’nin Bulgaristan ve Romanya ile yeni göç işbirliği anlaşmalarının da Balkan rotasındaki geçişleri azaltıcı etki yarattığı belirtiliyor.
Ancak bazı göç uzmanları, mevcut düşüşün kalıcı olup olmadığının yalnızca uzun vadeli verilerle değerlendirilebileceğini vurguluyor:
“Kontroller geçici rahatlama sağlıyor ancak iltica sisteminin yapısal yükü devam ediyor.”
Aile birleşimi ve Folgeantrag oranı yükseldi: Neden?
Raporda dikkat çeken bir diğer başlık aile birleşimi kapsamında yapılan başvuruların artışı. Özellikle Suriye, Afganistan ve Türkiye’den gelen başvurularda aile birleşimi talepleri belirgin şekilde yükseldi.
Bu eğilim, şu üç faktörle açıklanıyor:
- 2023–2024 yıllarında Almanya’ya gelenlerin statülerinin netleşmesi,
- Savaş ve siyasi baskı nedeniyle aile fertlerinin ülkeyi daha geç terk etmesi,
- Bazı ülkelerde vize süreçlerinin hızlanması.
Ayrıca Folgeantrag (ikinci başvuru) oranının artması, daha önce reddedilmiş başvuruların yeni siyasi koşullar, değişen kişisel durumlar veya ülke risk değerlendirmeleri gerekçesiyle tekrar ele alınmak istendiğini gösteriyor.
Hükümet düşüşü “başarı göstergesi” olarak sunarken tartışma büyüyor
Federal hükümet, iltica sayılarındaki düşüşü kendi politikalarının sonucu olarak değerlendiriyor. Özellikle sınır kontrolleri, geri gönderme anlaşmaları ve AB’nin ortak iltica reformu (GEAS) çerçevesindeki uygulamalar, Berlin’in “göç yönetimi” stratejisinin temel araçları olarak öne çıkıyor.
- Hükümet cephesinden yapılan açıklamalarda şu vurgu öne çıkıyor:
- “Almanya’nın yükünü azaltıyoruz, kontrolü geri kazanıyoruz.”
- “Sistem üzerindeki baskı azaldı, eyaletlerin kapasitesi rahatlıyor.”
- “Yeni düzenlemeler, iltica prosedürlerini hızlandırıyor.”
Ancak muhalefet partileri, düşüşün yalnızca “kayıtlı başvurular” üzerinden değerlendirildiğine dikkat çekiyor. Bazı temsilciler, düzensiz geçişlerin farklı rotalara kayabileceğini ve rakamların sahadaki gerçek yükü tam olarak göstermeyebileceğini savunuyor.
Göç çalışmaları uzmanları da bu tartışmayı destekleyerek, iltica verilerinin tek başına “göçün azaldığı” anlamına gelmediğini, kayıt dışı giriş riskinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguluyor.
Eyaletlerde barınma kapasitesi geçici olarak rahatladı
İltica başvurularındaki düşüş, özellikle Bavyera, Kuzey Ren-Vestfalya ve Berlin gibi yoğun başvuru alan eyaletlerde geçici bir rahatlama yarattı. Bazı belediyeler, geçici barınma merkezlerinde kapasitenin daha yönetilebilir hâle geldiğini belirtiyor.
Ancak belediye birlikleri, “düşüş geçici olabilir” uyarısında bulunuyor ve federal hükümetten kalıcı barınma altyapısı, daha net bir finansman modeli ve entegrasyon programlarının güçlendirilmesi talep ediyor.
Rakamlar düşüyor, tartışma bitmiyor
BAMF’ın ekim rakamları, Almanya’nın iltica sisteminde belirgin bir yavaşlama olduğunu ortaya koyuyor. Ancak uzmanlar, göçün çok boyutlu yapısı nedeniyle verilerin politik olarak dikkatle yorumlanması gerektiğini söylüyor. Aile birleşimi ve Folgeantrag kategorilerindeki artış ise iltica sisteminin hâlâ yüksek bir başvuru yoğunluğuna sahip olduğunu gösteriyor.
Berlin’deki tartışmaların, AB’nin yeni iltica reformu (GEAS), sınır kontrollerinin geleceği ve eyaletlerin yük paylaşımı çerçevesinde devam etmesi bekleniyor.
