Tamamen tesadüf olabilir. Ancak 600 bin nüfuslu Almanya’nın batısındaki Essen kentinde bulunan bağımlı bakım merkezinin “Umut Sokağı” anlamına gelen Hoffnungsstraße’de yer alması belki bir işaret. Bu merkez, bağımlılara ücretsiz yemek ve barınma olanağı sunarken denetim altında ve steril koşullarda eroin çekme, içme ya da enjeksiyon yoluyla kullanma imkânı sağlıyor.
Merkezdeki bağımlılara yardım ekibinden Caspar Stolz, uyuşturucu kullanımı ile ilgili olarak “tablo değişiyor” diyerek durumu şöyle özetliyor:
“15 yıldır damardan eroin kullanan kişiler bile artık crack biçiminde kokain içmeye başladı. Bu insanlar, 15 dakikalık etki için para bulma ve ardından yeni doz döngüsünden kurtulamadıkları için çok daha hızlı çöküyor.”
2001’de açılan denetimli kullanım odasında bugüne kadar tek bir ölüm vakası yaşanmadığını gururla belirten Stolz, buna rağmen çok daha tehlikeli yeni maddelerin kapıda olduğuna dikkat çekiyor. Frankfurt ve Berlin gibi büyük kentlerde, eroine karıştırılan fentanil ve nitazenler uzun süredir sokaklarda. Tuz tanesi kadar küçük bir miktar bile ölümcül olabiliyor.
TikTok’ta canlı uyuşturucu kullanımı
Essen Bağımlılık Tedavisi Sözcüsü Ruben Planert, COVID-19 pandemisiyle birlikte endişe verici bir eğilim gözlemlediklerini söylüyor. TikTok gibi sosyal medya platformlarında, satıcılar yorumlarda beklerken kaygı giderici benzodiazepin ve opioidleri canlı yayında kullanan gençlerin sayısının arttığını belirtiyor. Planert, yakın zamanda fentanil içtikten sonra beş gün komada kalan bir gencin solunum felci geçirdiğini aktararak “Bu tür aşırı dozlar saf eroinde mümkün olsa da çok nadir görülür” diyor. Fentanilin asıl tehlikesine de dikkat çekiyor:
“Kullanıcılar çoğu zaman bunun farkında olmuyor çünkü eroine, aşırı doza yol açmayacak kadar az fentanil karıştırılıyor. Bu hassas ölçümü yapabilecek olanlar yalnızca uzmanlar ve kimyagerler; sıradan sokak satıcıları değil” diyerek durumun hassasiyetini vurguluyor.
Essen, Hannover, Berlin: Önleme için model kentler
Essen, Hannover veBerlin, fentanil kullanımındaki olası artışa karşı örnek kentler olarak öne çıkıyor. “Sentetik Opioidler Hazırlık ve Müdahale” (İngilizce kısaltması: So-Par) adı verilen 24 aylık proje, ülke geneli için bir yol haritası oluşturmayı hedefliyor. Bu kapsamda kentlerde acil eylem planları hazırlanıyor, acil servis ve hastane personeli eğitiliyor, ayrıca opioidleri daha hassas biçimde tespit etmek için uyuşturucu testleri genişletiliyor.
Essen Bağımlılık Hizmetleri’nden Rebecca Lehmann, “Amacımız, olası bir krizi önceden karşılayarak sağlık sistemimizin aşırı yüklenmesini engellemek. Bu nedenle erken uyarı sistemi geliştirmek büyük önem taşıyor” diye konuştu.
Opioidler, ağrı kesici olmakla birlikte çeşitli rahatlatıcı etkiler yaratan bir ilaç türüdür. Ancak bağımlılık riski vardır ve alınmadığında psikolojik yoksunluk belirtileri gösterebilir.
Geçmiş hatalardan ders çıkarma
Projenin amacı, iki yıl önce İngiltere’nin Birmingham kentinde 30 kişinin sentetik opioid aşırı dozundan ölmesi ya da 2023’teİrlanda’nın başkenti Dublin’de nitazenlerin yol açtığı çok sayıda acil vaka gibi olayların tekrarını engellemek.
Almanya’nın yeni bağımlılık ve uyuşturucu işleri komiseri Hendrik Streeck, sentetik opioid sorununu yakından izliyor ve “So-Par” projesini destekliyor. “Geçmişteki hataları tekrarlamamalı ve geç kalmamalıyız. Bu nedenle, yeni ve tehlikeli maddeler ortaya çıktığında polisi, acil servisleri, bağımlılık merkezlerini ve kullanıcıları anında bilgilendirecek ülke çapında bir izleme ve erken uyarı sistemi kurulmasını savunuyorum” diyor.
Streeck ayrıca, uyuşturucunun genel tehlikeleri konusunda toplumu bilinçlendirmek, bağımlılık tedavi imkânlarını güçlendirmek ve opioid etkilerini tersine çevirebilen acil müdahale ilacı naloksonun ihtiyaç duyulan her yerde hazır bulunmasını sağlamak gerektiğinin altını çiziyor.
Ölümler azaldı ama tehlike sürüyor
Bağımlılık araştırmacısı ve sağlık bilimci Daniel Deimel’in öncülüğünde geliştirilen proje, Almanya’yı sentetik opioid kullanımındaki olası artıştan korumayı hedefliyor. Ülkede uyuşturucuya bağlı ölümler, uzun yılların ardından ilk kez 2024’te hafif bir düşüş gösterdi. Ancak Deimel, bunun rehavete yol açmaması gerektiğini vurguluyor.
DW’ye konuşan Deimel, Almanya’da çoğunluğu eroin kullanan yaklaşık 170 bin opioid bağımlısı bulunduğunu ve bu sayının yıllardır neredeyse değişmediğini belirtti. Yaklaşık on yıl önce sokaktaki kullanıcıların kara borsadan aldıkları kokaini kendileri işleyerek crack’e dönüştürmeye başladığını hatırlatan Deimel, “Aynı zamanda eroin ve başka maddeler de tüketiyorlar. Biz buna çoklu madde kullanımı diyoruz” dedi.
COVID-19 pandemisinin ilk döneminde virolog Christian Drosten’in sözlerini anımsatan Deimel, “Önlemenin şanı yoktur” ifadesini aktardı. Bu sözle, en iyi senaryonun, en kötü senaryoyu önleyip kamuoyunda fark yaratmamak olduğunu anlattı.
Deimel, fentanilin yayılmasına karşı daha güçlü bir altyapı ve özellikle ülke çapında bir strateji gerektiğine dikkat çekiyor. “Yerel siyasetçiler ve yetkililer zaten alarma geçmiş durumda. Ancak elimizde, kapsamlı ve ülke genelini kapsayan bir uyuşturucu test sistemi yok; bu da sağlam bir veri tabanı oluşturmamızı engelliyor. Bu yüzden belediyelerin şimdiden önlem alması büyük önem taşıyor. Şu an dalganın hâlâ biraz önündeyiz” diye konuştu.


