BERLİN – Almanya Federal Meclis Başkanı ve CDU’lu siyasetçi Julia Klöckner, ülkedeki yasal fuhuş sistemini sert sözlerle eleştirdi. Berlin’de düzenlenen “Heldinnen-Award” (Kadın Kahramanlar Ödülü) töreninde konuşan Klöckner, “Bu ülkede fuhuşu ve seks satın almayı nihayet yasaklamalıyız” diyerek tartışmanın fitilini ateşledi.
Julia Klöckner: “Almanya’da fuhuşu yasaklamalıyız”
Klöckner, mevcut düzenlemenin kadınları korumadığını, aksine sömürüyü meşrulaştırdığını savundu. “Kadın hakları hakkında konuşup sonra da fuhuşun diğer meslekler gibi normal bir meslek olduğunu söylersek, bu sadece gülünç olmaz, aynı zamanda kadınları aşağılamaktır,” diyen Klöckner, “Bu meslekte öğrenci stajı da olmaz” sözleriyle mevcut yaklaşıma tepki gösterdi.
“İskandinav modeli” çağrısı: Müşteriye ceza, kadına destek
CDU’lu politikacı, İsveç ve Norveç’teki “İskandinav modeli”ni Almanya için örnek gösterdi. Bu modele göre, cinsel hizmet satın almak yasa dışı sayılıyor; ancak fahişelik yapan kişiler cezalandırılmıyor. Devlet, seks işçilerine danışmanlık, eğitim ve mesleki destek sağlayarak yeni bir hayata geçişlerini teşvik ediyor.
Klöckner, “Seks müşterilerinin cezalandırılması gerekiyor. Gerçek özgürlük, kadınların sömürüye mahkûm edilmemesidir,” dedi. Ayrıca, “Kimse bu mesleğe çocukluk hayaliyle başlamıyor. Bu sistem kadınları değil, onları sömürenleri koruyor,” ifadelerini kullandı.

Almanya’daki mevcut yasalar ve tartışma
Almanya’da fuhuş, 2002 yılında yürürlüğe giren “Fuhuş Yasası” (Prostitutionsgesetz) ile yasal statü kazandı.
Bu yasa, fahişelerin sosyal güvence, sağlık sigortası ve emeklilik haklarına erişimini amaçlıyordu. Ancak insan ticareti, zorla fuhuş ve sömürü vakalarının artması, sistemin etkisini tartışmalı hâle getirdi.
2017’de yürürlüğe giren “Prostituiertenschutzgesetz” (Fuhuşu Koruma Yasası) ise genelevlerin kayıt altına alınmasını, seks işçilerinin kimlik ve sağlık kontrollerini zorunlu kıldı. Yine de kadın örgütleri ve bazı milletvekilleri, sistemin “fiilen insan ticaretine açık bir alan” yarattığını belirtiyor.
Klöckner, “Ne ‘Fuhuş Yasası’ ne de ‘Koruma Yasası’ kadınların haklarını sürdürülebilir biçimde güçlendirdi. Her ikisi de sömürüye zemin hazırlıyor,” diyerek hükümet politikalarını hedef aldı.

Kadın hakları savunucuları: “Cesur ama geç kalınmış bir çıkış”
Almanya’daki kadın örgütlerinden bazıları Klöckner’in açıklamasını destekledi. Kadın hakları derneği Terre des Femmes, yaptığı açıklamada, “İskandinav modeli, sömürüyü azaltmanın en etkili yolu. Almanya bu konuda Avrupa’nın gerisinde kaldı,” ifadelerini kullandı.
Ancak bazı sivil toplum temsilcileri, yasağın yeraltı ekonomisini büyüteceği ve kadınları daha fazla tehlikeye atacağı uyarısında bulundu. Berlinli feminist aktivist Helene Bergmann, “Sorun yasa değil, sistemin denetimsizliği. Yasaklamak yerine güçlendirmek ve denetlemek gerekir,” görüşünü paylaştı.
Siyasi yankılar: CDU destekliyor, FDP ve Yeşiller karşı
CDU ve CSU kanadından bazı milletvekilleri, Klöckner’in çağrısını “ahlaki ve insani sorumluluk” olarak nitelendirdi. Bavyera CSU milletvekili Andrea Lindholz, “Kadın bedeni ticaret konusu olamaz. İsveç modeli toplumsal bilinçle uyumlu bir adım,” dedi.
Ancak FDP ve Yeşiller partileri farklı düşünüyor.
Yeşiller Partisi’nden Lisa Paus, “Kadınları korumanın yolu yasak değil, güvenli çalışma koşullarıdır,” derken, FDP’li Marie-Agnes Strack-Zimmermann, “İskandinav modelinin sonuçları karmaşık. Almanya’da yasak, karanlık ekonomiyi büyütür,” yorumunu yaptı.
SPD ise resmi bir açıklama yapmadı ancak parti içi kaynaklara göre konunun federal düzeyde tartışılacağı bildirildi.
Toplumsal bir dönüm noktası mı?
Klöckner’in çıkışı, Almanya’da fuhuşun geleceğine dair yeni bir tartışma başlattı. Bir yanda “seks emeği” kavramını savunan serbestlik yanlıları, diğer yanda sömürüye karşı yasa isteyen muhafazakâr kanat var. Uzmanlara göre, Almanya İskandinav modeline geçerse, ülke genelindeki 30 binden fazla seks işçisi ve 2 binden fazla kayıtlı genelev doğrudan etkilenecek.
Federal Kadın Derneği’nden yapılan açıklamada, “Kadınları korumak yasakla değil, sosyal destekle mümkün olur” denildi. Buna karşın Klöckner, “Ahlaki ikiyüzlülükle mücadele etmenin zamanı geldi. Seks satın almak insan onurunu satın almak demektir,” sözleriyle kararlılığını vurguladı.


