Solar Enerjisi Birliği (BSW-Solar), 2030 yılına dek sabit batarya depolama kapasitesi için yasal ve bağlayıcı bir hedef belirlenmesini talep etti. Birliğe göre yasal hedef 100 gigavat-saat (GWh) olmalı; zira Temmuz 2025 itibarıyla ülkenin kurulu sabit depolama kapasitesi yalnızca yaklaşık 23 GWh seviyesinde bulunuyor. Bu durum, yenilenebilirlerin tam potansiyelinin kullanılabilmesi için hızla güçlendirilecek bir depolama altyapısı gerektirdiğini gösteriyor.

Mevcut durum: Kapasite ne durumda?
BSW-Solar’ın verdiği güncel veriler ve basın açıklamaları, ev tipi ve büyük ölçekli sistemleri içeren toplam (kümülatif) sabit batarya depolama kapasitesinin 2025 ortalarına kadar yaklaşık 23 GWh civarında olduğunu raporluyor. Birliğin hesaplamaları, resmi kayıtlar ve piyasa kayıtlarından elde edilen ön verilerle destekleniyor; ancak BSW aynı zamanda 2024 sonunda kümülatif ev tipi depolarda yaklaşık 19 GWh düzeyine işaret eden raporlar da yayımlamıştı. Mevcut kapasitenin 100 GWh hedefinin oldukça altında olduğu dikkat çekiyor.

BSW-Solar’ın talebi: Neden 100 GWh?
BSW-Solar, 100 GWh’lik yasal hedefi, şebeke istikrarının sağlanması ve güneş ile rüzgâr enerjisinin entegrasyonunun kolaylaştırılması için stratejik bir eşik olarak tanımlıyor. Birlik genel müdürü Carsten Körnig, bataryaların ani üretim dalgalanmalarını dengeleyerek pik yükleri azaltacağını, böylece pahalı yedek gaz- veya kömür santrallerine olan bağımlılığı düşüreceğini ve yenilenebilirlerin kullanılabilirliğini artıracağını belirtti. Körnig’e göre bağlayıcı bir hedef, yatırım güvenliğini yükseltecek ve sektöre uzun vadeli planlama imkânı sağlayacak.
Uzman değerlendirmesi ve akademik bakış
Enerji uzmanları ve bazı gazetecilik analizleri, 2030 için ideal depolama aralığının 100–150 GWh civarında olduğunu öne sürüyor; bu aralık, artan güneş ve rüzgâr kurulumlarını dengede tutmak ve gece ile düşük üretim periyotlarında elektrik arzını güvenilir hâle getirmek için yeterli görülüyor. Analistler, sadece üretim kapasitesini artırmanın tek başına yeterli olmayacağını; depolama ile birlikte planlanmış bir şebeke genişletme politikasının gerekliliğini vurguluyor. Hedef aralığına yönelik farklı hesaplamalar olmakla birlikte ortak görüş, mevcut 23 GWh seviyesinin çok yetersiz olduğu yönünde.

Politik ve ekonomik sonuçlar
Yasal bir hedef konulması durumunda, piyasa aktörleri (büyük yatırımcılar, dağıtım şirketleri, depolama üreticileri) için uzun vadeli güvence sağlanmış olacak; bu da finansman maliyetlerini düşürebilir ve projelerin seri hale gelmesini hızlandırabilir. Ancak hedefin yasal bağlayıcılığı, kamu harcamaları, teşvik yapısı ve şebeke düzenlemeleriyle de uyumlu olmalıdır. Uzmanlar, hedefin finansman mekanizmaları, teşviklerin biçimi ve bağlantı izin süreçlerinde hızlı iyileştirmeler gerektiğini belirtiyor.
Uygulama zorlukları ve hızlandırma adımları
Hedefe ulaşmak için gereken adımlar arasında fabrikasyon kapasitelerinin artırılması, ithalat-tedarik zinciri güvence altına alınması, yerel montaj-kurulum ekosisteminin eğitilmesi ve şebeke işletmecileriyle koordineli bağlantı süreçlerinin hızlandırılması sayılıyor. Ayrıca batarya geri dönüşümü, tedarik zinciri etik sorunları ve hammaddelerin sürdürülebilir temini gibi uzun vadeli konular da politika yapıcıların gündeminde olmalı. Hızlı uygulama için hem federal hem eyalet düzeyinde uyumlu teşvik paketleri ve izin süreçlerinde sadeleştirme öneriliyor.
Sektör tepkileri ve beklenen bir sonraki adım
BSW-Solar’ın çağrısı, hem sektör hem de politika çevrelerinde yankı buldu; bazı sanayi temsilcileri yasal hedefin yatırımcı güvenini güçlendireceğini söylerken, bazı çevreler hedefin finansmanını ve uygulanabilirliğini sorguluyor. Önümüzdeki haftalarda federal hükümetin Enerji Bakanlığı ve ekonomi çevreleriyle yapılacak görüşmeler, yasal teklifin şekillenmesinde belirleyici olacak. Bakanlıkların ve düzenleyici kurumların, Piyasa Yönetim Kayıtları (Marktstammdatenregister) ve Bundesnetzagentur verilerini referans alarak bir yol haritası açıklaması bekleniyor.
BSW-Solar’ın 2030 için 100 GWh yasal depolama hedefi talebi, Almanya’nın enerji dönüşümünde depolamanın kritik rolünü vurguluyor. Mevcut yaklaşık 23 GWh kapasite ile aradaki fark büyük; eğer hedef benimsenirse hem hızlandırılmış yatırım hem de düzenleyici reform gerekecek. Bu süreç, yenilenebilir enerjinin daha güvenli ve verimli kullanılmasını sağlayabilir; ancak uygulanabilirlik, finansman ve tedarik zinciri yönetimi gibi pratik sorunların çözülmesine bağlı olacak.


