BERLİN — Federal Meclis’de (Bundestag), AfD grubu bugün yayımladığı başvuru dosyasında, emeklilik yaşının 67 yaş üzeri olarak yükseltilmesine açıkça karşı çıktığını ilan etti. Dosyada ayrıca 45 yıl çalışma süresi sonrasında kesintisiz emeklilik hakkının tanınması talep ediliyor. Bundestag’ın resmi “Heute im Bundestag” (hib) bülteninde yer alan yazıya göre, AfD bu taleplerini “toplumsal adalet” ve “moral perspektif” üzerinden savunuyor.
67 yaş üzeri emeklilikte haftalık çalışma baskısı
AfD’nin başvurusunda, emeklilik yaşının 67 yaşın üstüne çıkarılması önerilerinin kabul edilemez olduğu vurgulanıyor. Parti, böyle bir değişikliğin “nesillerarası adalet” açısından haklı görülemeyeceğini ve emeklilik hakkını fiilen ortadan kaldırabileceğini iddia ediyor.
AfD ayrıca, 45 yıl boyunca kesintisiz prim ödemiş çalışanların, hiç kesinti olmadan emekli olabilmesi gerektiğini savunuyor.
Sosyal sistemde tartışma: Hangi model adil?
Bu öneri, Alman sosyal güvenlik sisteminde uzun süredir süregelen “kaç yıl çalışma şartı” ve “emeklilik yaşı” tartışmasını yeniden ateşlemiş durumda. 45 yıllık katkı modelini savunan AfD, özellikle çalışma yaşamında zorlu fiziksel koşullarda çalışanlar için 67 yaş üzeri zorlamanın adil olmadığını öne sürüyor.
Muhalefet partileri ve sosyal sistem uzmanları ise, demografik değişim, sürdürülebilirlik ve finansal dengelerin de göz önünde tutulması gerektiğini dile getiriyor.

Parlamentoda muhtemel gelişmeler
AfD’nin bu dosyası öneri niteliğinde; yasama sürecine girdiğinde komisyonlarda tartışılacak ve diğer partilerin görüşleri alınacak. CDU/CSU, SPD, Yeşiller gibi ana partilerin sosyal güvenlik politikaları doğrultusunda karşı önerileri şekillendirmesi bekleniyor. Ayrıca, federal hükümetin demografik veriler ışığında emeklilik sistemine nasıl bir yaklaşım getireceği merak konusu.
Vatandaşlar ve aktüer etkileri
Eğer öneri kabul edilirse, çalışanların emeklilik bekleyişi ve finansal planlamaları etkilenecek. 45 yıllık katkı modeli olumlu karşılanabilecekken, 67 yaş üstü artırımların iş gücü piyasası, genç istihdam ve sosyal yük açısından yeni dengeler getirmesi muhtemel. Sosyal tarafların ve sendikaların da gelecek dönemde güçlü tepki veya destek gösterme potansiyeli var.


