Avrupalı üreticiler ve tedarikçiler, AB’nin 2035 hedefinin uygulanma biçimine esneklik getirilmesini istiyor. Otomotiv endüstrisinin yoğun baskısı, Brüksel’de Komisyon’un hedefi yıl sonuna doğru yeniden geçirmesine yol açtı; talepler hibritlerin, e-yakıtların ve uyum sürelerinin daha geniş yorumlanmasını kapsıyor. Bu hamle Almanya’da hem hükümet içinde hem de üretici ve işçi temsilcileri arasında yeni bir siyasi tartışma başlattı.
Üreticilerin talepleri nedir? Hangi esneklikler isteniyor?
Avrupa Otomobil Üreticileri Derneği (ACEA) ve büyük markalar, 2035’e kadar “sıfır CO₂” hedefinin tek bir teknik yoldan (tam elektrik) yürütülmemesini öneriyor. Taleplerin öne çıkan maddeleri şu şekilde:
- Hibrit ve plug-in hibritlere daha fazla kredi verilmesi;
- E-yakıt (saf karbon-nötr sıvı yakıtlar) kullanımının elektrikle eşdeğer sayılması;
- 2030 ve 2035 hedeflerinin hesaplanmasında kısa dönem ortalamalarının (ör. 2028–2032) kabul edilmesi;
- Vans ve ticari araçlar için farklı sürelendirme.
- Üreticiler, şarj altyapısı, tedarik zinciri sorunları ve küresel rekabet koşullarını gerekçe göstererek bu esnekliğin yatırım güvenliği sağlayacağını savunuyor.

Komisyon ne diyor?
Avrupa Komisyonu, sektör talepleri üzerine 2035 hedefinin uygulanma şeklini yıl sonuna kadar gözden geçireceğini açıkladı. Komisyon daha önce 2035’i yeni araçlarda %100 CO₂ azaltımı hedefiyle koymuştu; şimdi uygulama ayrıntıları, “teknolojik nötrlük” iddiaları ve ölçüm yöntemleri açısından yeniden değerlendirilecek. Bu süreç, yasamanın uygulanması ve Üye Devletlerin pozisyonlarına bağlı olarak biçimlenecek.
Almanya’da yansıması nasıl oldu?
Berlin’de tartışma sertleşiyor, bazı koalisyon ortakları ve çevre grupları hedefin zayıflatılmasına karşı uyarıyor. Almanya’da VDA, büyük üreticiler ve sendika IG Metall’in ortak talepleri, hem istihdamı koruma kaygısıyla hem de küresel rekabet baskısıyla temellendiriliyor — ancak çevre örgütleri ve bazı AB ülkeleri esnekliğin hızla hedefleri baltalayabileceğini savunuyor.
Otomotiv sanayinin ana argümanları şunlar: Avrupa çapında yeterli sayıda hızlı ve güvenilir şarj istasyonu hâlâ eksik, batarya üretimi ve tedarik zincirleri talebi karşılayacak hızda genişlemiyor; ayrıca Çin ve ABD’de yapılan destekler Avrupa üreticilerini dezavantajlı konuma sokuyor. Üreticiler, özellikle orta sınıf ve düşük gelirli alıcıları hesaba katan geçiş paketleri ve teşvikler olmadan elektrikli dönüşümün yavaşlayacağını söylüyor. Bu gerekçeler, esneklik taleplerinin arkasındaki ekonomik argümanları oluşturuyor.
Çevre kuruluşlarının itirazları nelerdir?
Çevre kuruluşları, esneklik önerilerinin uygulanmasının EV pazar payını azaltabileceği ve 2035 hedefine ulaşmayı tehlikeye atacağı uyarısını yapıyor. Modeller, esnek uygulamaların elektrik otomobillerinin payını önemli ölçüde düşürebileceğini gösteriyor; bunun uzun vadede karbon emisyonlarını artırma riski var. Dolayısıyla Komisyon’un dengeyi kurması, hem sanayi politikası hem de iklim hedefleri açısından kilit olacak.
Uzmanların öngördüğü başlıca senaryolar şöyle: (1) Komisyon, hesaplama yöntemlerinde sınırlı esneklik tanır (ortalama alma, krediler); (2) Hibrit ve e-yakıtlar için geçici avantajlar verilir; (3) Tam bir erteleme ya da hedefin geri çekilmesi — bu en uzak ve en tartışmalı seçenek. Hangi yol seçilirse seçilsin, karar yatırım planlarını, tedarikçi sözleşmelerini ve AB içindeki otomotiv rekabet dengelerini doğrudan etkileyecek.
Almanya gibi büyük üreticilerdeki tavır, AB müzakerelerini ve küresel otomotiv stratejilerini etkileyecek. Esneklik gelirse bazı üreticiler ek süre veya farklı teknoloji bütçesi isteyecek; esneklik reddedilirse ise yatırımlar hızlanacak, altyapı projeleri öncelik kazanacak. Her iki durumda da otomotiv tedarik zincirleri, işgücü planlaması ve tüketici teşvikleri yeniden şekillenecek. Berlin’deki görüşmeler ve Komisyon’un yıl sonu inceleme sonucu, önümüzdeki ayların en yakından izlenecek dosyası olacak.


